Çakralar hem hayat enerjisinin giriş kapısıdır, hem de fizik bedeni zarar görebileceği yüksek frekanslardan korumaktadır.
Prana dediğimiz hayat enerjisi çakralardan giriş yapar. En dış katmandaki çakralar aldıkları enerjinin frekansını biraz düşürüp bir alt katmandaki çakralara iletir. O katmandaki çakralar da aldığı enerjinin frekansını düşürüp bir alt katmana iletir. Bu böyle devam ederek, hayat enerjisi fizik bedene iletilir. Bu şekilde, hayat enerjisinin titreşimleri fizik bedenin kaldırabileceği, kullanabileceği frekanslara düşürülmüş olur.
Yedi ana çakra ve sayıları farklı ekollere göre değişen ikincil çakralar vardır. Çakralar tarafından soğurulan hayat enerjisi, nadi denilen enerji kanallarıyla enerji bedenlere ve fizik bedene aktarılır. Çakraların soğurduğu süptil enerjiler fizik bedenin canlılığını, iş yapabilme gücünü, yeryüzü hayatının sürekliliğini sağlar.
Durugörü yeteneği olan kimseler şakraları kolayca fark edebilir ve onların tarifleri üzerine renkli olarak resmedilmiştir. Şakralar gelişmemiş durumdayken yaklaşık 5 cm çaplı ve hareketli birer küçük daireye benzer. Ortalama bir insanda çevrelerine hafif bir ışık saçmaktadır. Spritüel nitelikli tekniklerle uyandırıldığında ise alev alev yanan ve parıldayan çevrintilere benzer.
Bir insanın bazı çakraları daha iyi çalışırken bazı çakraları yeterli enerji dönüşümünü yapamayabilir. Bazı Çakraları bloke olmuş yani tıkanmış olabilir. Bu durumda, sağlıklı bir şekilde çalışmayan şakranın kontrolünde olan organlarda sorun başlar. Fizik sağlık için 7 şakranın da açık ve belirli bir hızda çalışması gerekir.
İyi çalışan Çakraların her biri kendi özel enerjisini üretir. Psişik yeteneklerini geliştirmek isteyen veya şifacı olmak isteyen bireylerin çakralarının açık ve enerji akışlarının güçlü olması gerekir.
Enerji Kanalları
Çakraların alıp dönüştürdüğü enerjileri bedene dağıtan kanallara ise nadi denir. Nadiler akupunkturun meridyenlerine karşılık gelir. Bazı ekollere göre 340.000, bazılarına göre 72.000 nadi vardır. Bunlardan 10 veya 14 tanesi hemen hemen tüm ekollerde ortak olarak tanınır. Bunların da üçüne çok özel bir önem atfedilir. Bu üç nadi suşumna, ida ve pingala olarak adlandırılır. Suşumnanın kuyruk sokumundan başlayıp omurga kanalı içinde yükseldiği, ida ve pingalanın ise suşumnanın iki tarafında yer alıp burun deliklerinde sona erdiği kabul edilir. Nefes egzersizlerinde burundan nefes almak, nefesle birlikte içeri alınan pranayı artırır. Nefes egzersizleri, bedene giren prana artışını sağladığı için yoga, meditasyon, şifacılık ve psişik korunma uygulamaları yapanlarca önemsenir.
Diğer nadilerden bazılarının ise el ve ayak parmaklarının uçlarında sona erdiği kabul edilir. Özellikle ellerini kullanarak şifa yapan şifacıların şifa eylemi sırasında, parmak uçlarından yoğun bir enerji çıkışı gerçekleşir.
Yedi Ana Çakra ve Fonksiyonları
1. Kök Çakrası
Kuyruk sokumunun altında, cinsel organla makat arasında bulunur. Genellikle kırmızı renkli olarak gözlenir. Kök çakra enerji alanını yerküreye bağlar. Yeryüzünde yaşama iradesini ve isteğini güçlendirirken bedensel canlılığı sağlayıp güç verir. Boşaltım ve üreme sistemlerini denetler.
Duygusal ve psikolojik travmalar kök şakranın düzensiz çalışmasına neden olur. Bu nedenle yaşama sevincinde azalma, fiziksel aktiviteden kaçma, halsizlik, yorgunluk, isteksizlik ve kendini hasta hissetme hali başlar.
Bu çakra uyandırıldığında, kundalini denilen enerji omurga boyunca bulunan üç kanal ile yukarı doğru çıkar ve diğer şakraları da olumlu yönde etkileyip psişik yeteneklerin ortaya çıkmasını mümkün kılar.
2. Karın Altı Çakrası
Cinsel organın bittiği yerde, karnın alt tarafında bulunur. Rengi turuncudur. Bazı konularda hırs ve arzulu olmayı sağlar. Diğer çakralarla birlikte yaşam gücünü destekler. Cinsel organlara, idrar sistemine, böbreküstü bezlerine ve bağışıklık sistemine enerji desteği verir. Fiziksel, ruhsal ve zihinsel olarak zevk alıp vermeyi sağlar.
3. Mide, “Solar Pleksus” Çakrası
Solar pleksus şakrasına ‘güneş sinirağı’ da denir. Göbek deliği civarında bulunur. Başat rengi sarıdır. Mide, bağırsak, karaciğer, safra kesesi, pankreas, dalak ve sinir sistemine enerji desteği verir. Sindirim faaliyetlerini düzenler. Solar pleksüs şakrası düzgün çalışan insanların sağlıklı bir duygusal hayatları vardır.
Stres veya duygusal problemler, heyecan, kızgınlık, korku, sevgi gibi titreşimleri düzenler. Tüm çakralar gibi bu çakranın da aşırı kullanılması tehlikelidir.
4. Kalp çakrası
İki göğsün ortasında bulunur. Canlı altın sarısı ve yeşil renklidir. Kalp, akciğer, timüs bezi, akciğer – mide siniri ve sırtın üst kısmına enerji gönderir. Sevgiyi tezahür ettirdiğimiz merkezdir. Tüm hayata bağlılık enerjisi akıtır. Güçlendikçe, tüm yaratıkları sevebilme bilincini açığa çıkarır. Fizik bedenin zinde olmasında rolü vardır. Yüksek bilinç boyutlarını anlayabilme, sevgiyi tezahür ettirme, iradeyi kullanma ve var olma anlayışı ile yakından ilişkilidir.
5. Boğaz Çakrası
Boğazın ön tarafında bulunur. Gümüşi mavi renktedir. Tiroit ve paratiroit bezlerine, bronşlara, akciğere enerji sağlar. Şarkıcılarda ve iyi konuşmacılarda daha parlak ve hızlı hareketlidir. Kendini ifade etme yeteneğini tezahür ettirip kişisel ihtiyaçlar ile ilgili sorumluluk alabilmeyi sağlar.
6. Alın Çakrası (üçüncü göz)
Alnın ortasında bulunur. Mavi mor – lacivert renklidir. Hipofiz bezine, beynin alt kısmına, kulak, burun ve sinir sistemine enerji sağlar. Pek çok ekolde üçüncü göz olarak tanımlanır. Zihinsel kavramları imgeleme, evren ve dünya ile ilgili gerçekliği algılama ve anlama yetisi ile ilişkilidir. Yaratıcı fikirlerin oluşmasında etkilidir. Bu çakranın tıkanması ve saat yönüne ters dönmeye başlaması bireyin olumsuz fikirler üretmesine neden olur.
7. Taç Çakrası
Taç şakrasına ‘tepe şakrası’ da denir. Başın tepesinde bulunur. Genellikle beyaz veya mor renkli tanımlanır. Beyne ve özellikle epifiz bezine enerji gönderir. Bu çakra bireyin ruhsal durumu ile fiziksel, zihinsel ve duygusal bütünlüğünü temin eder.
Bu çakra sağlıksız ise diğer tüm şakralarda da düzensizlik olur. Bazı şifacılar şifa yaparken solar pleksus çakrasını, bazıları kalp çakrasını, bazıları alın çakrasını, bazıları boğaz çakrasını bazıları da tepe çakrasını daha yoğun kullanır.
Çakralar normal biçimde işlevlerini yaparken, her biri “açık” olur. Saat yönünde dönerek evrensel alandan gerekli enerjileri çekip metabolize eder. Saat yönüne ters yönde dönmesi ise, akımın bedenden dışarı doğru olduğunu gösterir. Çakra gelen enerjilere açık değil demektir. Bu da enerji kaybını işaret ettiği gibi süptil enerjileri alamadığını ve fiziğin bu kıymetli enerjilerden mahrum kaldığını gösterir. Bu kaybın önüne geçilmesinde ve bu tip çakraların enerjiyle şarj edilmesinde fayda vardır. Şifacıların aktardığı enerjiler, çakralardaki tıkanıklığı açtığı gibi o çakranın metabolik aktivitesinin yeniden dengelenmesinde rol alır. Metabolik aktivitesi yeniden dengelenen çakradan, o çakranın enerjetik destek sunduğu organ ve sistemlere ve bedenin bütününe akan enerji artar. Bu durum da hücrelerin enerjetik olarak güçlenmesine, problemli bölgelerini iyileştirmesine, dokuların kendini tamir etmesine ve hastalıklı bölgelerin iyileşmesine neden olur.
Sonuç olarak bizler yalnızca beden değiliz. Bu bedenden dışarı taşan ve daha asli olan enerji bedenimizle yani auramızla çevrelenmiş durumdayız. Her birimizin enerji alanı, ait olduğu Evrensel Enerji Alanı içinde birbiriyle girişim yapmakta, etki alıp etki vermekte. Enerji bedenlerimiz diğerlerinin enerji bedenleriyle, fiziksel bedenlerimizin olduğundan daha fazla iletişim halinde. Enerji beden ve yüksek frekanslar hakkındaki farkındalığımız geliştikçe, evrendeki yerimizle daha sağlam bir bağ kuruyoruz. Kim olduğumuzu, bu dünyaya ne için enkarne olduğumuzu sorgulayıp bilgilenirken zihinsel ve duygusal olarak büyümeyi, olgunlaşmayı öğreniyoruz. Enerji alanlarımıza zarar veren ve psişemizin derinliklerinde kayıtlı bulunan geçmişin olumsuz deneyim ve duygularının yarattığı bozunmayı tamir ediyoruz. Süptil enerji alanlarımızın vibrasyonunu yükseltip, yaratıcı özümüzün kendini daha yüksek niteliklerle tezahür etmesine zemin hazırlıyoruz.
Her ne kadar hepimiz bu alanı göremesek de o varlığını korumakta ve fonksiyonlarını yerine getirmekte. Fizik sağlığı koruma ve iyileştirme süreçleri içindeyken, enerji bedenin sağlığını ve bütünlüğünü korumaya ve temin etmeye yönelik uygulama pratikleri içinde de olabilmek varlığımızın bütününe yönelik kıymetli bir yardım olacaktır. Görünen görünmeyenin tezahürüdür. Bu her zaman böyle olmuştur.
Çakra, Hint felsefesi ve bazı ilgili Asya kültürlerinde, insan vücudunda bulunan metafiziksel ve/veya biyofiziksel enerjinin bağlantı noktası olarak düşünülmüştür. Chakra Sanskritçede tekerlek anlamına gelmektedir. İnsanda bulunan bu enerji merkezleri girdap şeklinde dönen enerji alanından oluştuğu için onlara bu isim verilmiştir.
7. – Taç {Bilinçlilik, ruhsal farkındalık}
6. – Üçüncü göz {Sezgisellik, iç görü}
5. – Boğaz {Kendini ifade etme}
4. – Kalp {Sevgi}
3. – Solar Pleksus {Güç, Dayanıklılık}
2. – Sakral {Öz-saygı, İlişkiler}
1. – Kök {Hayatta kalma, doğurganlık}
- Çakralar vücudumuzun enerji sisteminin temel parçalarıdır.
- Her biri vücudumuzdaki belli bölümlere ve sistemlere bağlıdır.
- Yaşam gücü enerjisi, kozmik enerji, reiki gibi yöntemlerdeki enerjiler çakralar tarafından kolayca emilir.
- Kültürden kültüre değişen isimleri vardır.
- Her birinin rengi farklıdır.
- Çevreyle enerji alışverişimizi sağlar.
- Onlar düşünceleri daha konuşulmadan önce ve duyguların enerjisini vücudumuza taşır.
- Onlar auranın içinde fiziksel bedene doğrudur.
- Eğer çakralar sağlıklı dengeli ve açıksa vücutta bağlı bulunduğu bölümler de sağlıklıdır ve enerjiyi alır.
- Eğer çakralar bloke olmuş, zarar görmüş ve kapalı ise vücutta bağlı bulunduğu bölümler bundan etkilenir, enerjiyi alamazlar.
1. Muladhara Çakra (Kök Çakrası)
Kuyruksokumunda, üreme organları ve makat arasında bulunur (mul: kök; adhara:yer, mekan). Etkilenen organlar: Cinsel organlar, kan, kemik, hücreler vb. Renk: Kırmızı, dört taç yapraklı çakra |
|
2. Swadhistana ÇakraGöbeğin alt kısmındadır (swa: kendi; adhisthana: mekan)
Etkilenen organlar: Karaciğer, dalak, bağırsaklar, böbrekler, mesane, kan vb. |
|
3. Manipura Çakra (Göbek Çakrası)Göbeğin iki parmak üstündedir (mani: mücevher; pura: şehir).
Etkilenen organlar: Dalak, karaciğer, safra kesesi, sinir sistemi, pankreas |
|
4. Anahata Çakra (Kalp Çakrası)Gövdenin ortasında, kalp dolaylarındadır (an: hayır; ahat: vuruş).
Etkilenen organlar: Kalp, ciğerler, kan dolaşımı. |
|
5. Vishouddha Çakra (Boğaz Çakrası) Boğazın ortasındadır (vi: ötede; shouddha: arındırılmış).
Etkilenen organlar: Ense, boğaz vb. |
|
6. Ajna Çakra (Alın Çakrası): Alnın gerisinde, iki kaşın ortasında, burun kökündedir (ajna: kumanda eden).
Etkilenen organlar: Gözler, beyin |
|
7. Sahasrara Çakra (Taç Çakrası):Kafatasının en üst noktasındadır (sahasra: bin; ra: taçyaprak).
Etkilenen organlar: Beyin, sinir sistemi |
( farklı kaynaklardan alıntı içermektedir. )
UYARI: İşbu BLOG içerisinde yer alan bilgi ve uygulama teknikleri tedavi amacı taşımamaktadır. Söz konusu bilgiler bu tekniği öğrenmek için eğitime katılan katılımcıyı bilgilendirmek amaçlı olup sağlık hizmeti niteliğinde değildir. Verilen bilgiler hiçbir şekilde tanı ve tedavi amaçlı kullanılmamalıdır. Tanı ve tedavi mutlaka bir doktor tarafından yapılması gereken son derece ciddi bir işlemdir.
Her türlü hastalık ve sair tedavi gerektiren sorunlar için doktora danışılmalıdır.