tele

Spiritüel Sözlük

 

Aura, canlıların bedenlerinden yayıldığı varsayılan ışınımla oluşan ve gitgide yayılan tesir kuşakları tarzında kendini gösterdiği iddia edilen elektromanyetik alana verilen addır. Aura okumak ise aura’ hissedebilmektir.

Astral Seyahat, kişinin uyku gibi hallerde parapsikolojiye inanan kişilerce esîrî beden ya da astral beden (spiritüalizmde duble) ya da süptil maddelerden oluştuğu söylenen “bedeniyle” fiziksel bedeni dışında, yine bu kişiler tarafından iddia edildiğine göre bilinci yerinde olarak başka mekânlarda dolaşmak üzere yaptığı yolculuğa ve bu bedeniyle geçirdiklerini söyledikleri deneyimlere denir.

Kaba tabiri ile söyleyecek olursak; astral seyahat ruhun bedeni terk ederek farklı bir boyuta geçmesidir yani beşinci boyut. Bu geçiş sırasında bilinç açıktır ve ayrılan ruh bilinçte izlerini taşır. Bu konuda çeşitli araştırmalar yapılmakla beraber bir çok örnekle de karşılaşılmıştır. Bu durum uyku sırasında, beş dakika veya iki saat arasında olmaktadır.

Çakra, Hint Felsefesi ve bazı ilgili Asya kültürlerinde, insan vücudunda bulunan metafiziksel ve/veya biyofiziksel enerjinin bağlantı noktası olarak düşünülmüştür. Yoganın üstadları, insanın, görünen fiziksel varlığı ötesinde, daha duyarlı ve daha etkin bir bünyeye sahip olduğunu ileri sürerler. Bizler, bunu ancak bazı özel durumlarda, duygularımız aracılığıyla sezebiliriz.

Aslında bedenimizde birçok önemli çakra olduğu düşünülmektedir: örneğin, avuçlar içinde,tabanlarda, diz kapaklarında, dirseklerde bulunan çakralar diğerlerine göre daha önemlidirler. Ama ana çakra merkezleri vücudumuzda omurga boyunca sıralanmaktadır.

Ezoterizm, bir konudaki derin bilgilerin ve sırların ehil olmayanlardan gizlenerek, bir üstad tarafından sadece ehil olanlara inisiyasyon yoluyla öğretilmesidir. Ezoterizm bir din veya bir inanç sistemi değildir. Çoğunlukla ezoterik yani ezoterizm ile ilgili veya ezoterizme dair şeklinde kullanılır.Ezoterizm (içe yönelik anlam/ileti), asıl olarak belirli kişilerin içselliği ile sınırlandırılmış felsefî öğretilerdir. Mistisizm ile eşanlamlı kabul edilen önemli ve kesin bilgilerdir. Ayrıca Ezoterizm geniş, farklı öğreti ve pratik yelpazesine sahip olan bir akımdır.

Fantom (Hayalet), ölü bir kişinin duyu organlarından en az biriyle algılanabilir şekilde belirmesi.

Hami varlık, pek çok tradisyonda, eski uygarlıklarda ve çeşitli dinlerde çeşitli adlarla sözü edilen, her insana yaşamı boyunca yardım eden, ona rüyalar, sezgiler ve olaylar yoluyla mesajlar vererek yardımlarda bulunan, görünmez koruyucu varlığa Spiritüalizm’de verilen addır.

Kimi kutsal metinlerde koruyucu melek olarak da adlandırılan hami varlık, Spiritüalist görüşe göre, her insana yeryüzünde doğumundan önce “yaşam planı”nın hazırlanmasında yardım eden, bu planın uygulanmasını kendisine görev edinen, bunun için hamisi bulunduğu insana yaşamı boyunca yardımlarda bulunan bedensiz varlıktır. Fakat hami varlık, hamisi bulunduğu insanı koruyup kollarken ilâhî ilkelerin dışına çıkmaz, çıkamaz. Hamisi bulunduğu insanın karşısına çıkacak olayların düzenlenmesinde belli ölçülerde bir rol oynar. Bu olayların o insanın yaşam planını dahilinde düzenlenmesine yardımcı olur, gerekirse o insanın karşısına çeşitli olaylar çıkarmak, yahut sezgi, rüya tarzında beliren tesirler göndermek yoluyla uyarılarda bulunur; kısaca, dünya yaşamının güçlüklerle dolu çetin yolunda yürürken ıstıraplı olaylara dayanabilmesine ve sınavları başarabilmesine çeşitli şekillerde yardım eder. Bununla birlikte hami varlık hamisi bulunduğu varlığa İlâhî İrade Yasaları’nın gereklerini aşan bir yardımda bulunamaz.

Hipnoz psikolojiye göre, telkine yatkınlık gösteren bir tür yapay uyku veya uyku-uyanıklık arası haldir.Hipnoz, ruh ve beden ilişkisinin (sonuçta perispri ve beden ilişkisinin) gevşemesi sonucunda oluşan bir haldir.

İnisiyasyon (Süluk)  bireyin spiritüel gelişimi için, ‘spiritüel tesir’i alıp aktarabilen bir üstadın sürekli kontrolü altında, bir düzen ve disiplin içinde, sınavlara dayalı tarzda, metodlu olarak eğitimi şeklinde tanımlanmaktadır. İnisiyasyon sözcüğünün kökeni, Latincede “bir yere girme, iştirak etme, kabul edilme, başlama” anlamındaki “initium” sözcüğüdür. Osmanlı tarikat geleneğinde bulunan “süluk” kelimesi de, “ yol, meslek, tutulan yol” anlamlarındaki Arapça“silk” sözcüğünden gelmektedir.

Karma, hem fiziksel hem de zihinsel her türlü eylemin sonuçlarının kaçınılmaz olduğunu ifade eder; düşündüğümüz her şey ya da yaptığımız her eylemin sonuçlarının, bizi bu yaşamımızda ya da sonraki yaşamımızda etkileyeceğini söyleyen bir kuraldır. Yani; gerçekleştirmiş olduğumuz, fiziksel ya da zihinsel her türlü eylemin etkilerini şu anki gerçek yaşam içinde görmesek bile, bir sonraki yaşamımızda bu etkiler mutlaka kendini gösterecektir.

Hint dinlerindeki Karma öğretisi, “yeniden doğuş” inanışı olan Samsara ile bağlantılıdır. Sebep –sonuç (etki-tepki) ilkesinin geçerliliği ruh var oldukça devam eder. Hinduizm, Budizm ve Jainizm‘de Karma; herhangi bir eyleminin veya düşüncenin sonucunun, her şekilde sadece o kişiyi etkilediğini ifade eder.

Karma, Tanrı’nın ya da dünyada bir hâkimin hüküm vermediği, “ilahi bir lütuf” ya da “ceza” olmadan, kişinin kendini değerlendirdiği bir öğretidir.

Materyalizasyon, sözcük anlamıyla maddeleşme anlamına gelmekte olup, spiritüalizm’de bedenli veya bedensiz bir varlığın bedenli bir varlığa ait beden maddelerinin bir kısmını demateryalize etmesinden sonra, istediği bir biçime sokarak başka bir yerde ortaya çıkarması olarak tanımlanır.

Medyumluk Spiritüalizm sözlüklerinde “dünyadaki bedenini terk etmiş ruhlarla irtibat kurarak onlardan aldıkları tesirleri çeşitli tezahürler halinde dünyaya yansıtan, psişik bakımdan duyarlı (hassas) kimselere (zihinsel medyumlar) veya herhangi bir ruhsal irtibat söz konusu olmaksızın paranormal fenomenler ortaya koyabilen özel yeteneklere sahip kimselere (fiziksel medyumlar) verilen ad” olarak tanımlanır. Bu tanımdan da anlaşılabileceği gibi bir medyumun paranormal bir fenomen ortaya koymasında medyumun ruhundan başka bir ruhun var olması şart değildir. Yani medyumun ruhundan başka bir ruhun söz konusu olmadığı medyumnik tezahürlerin de olduğuna inanılır.

Spiritüalist anlayışa göre, medyumluk yeteneğine sahip olmak bir hüner değildir ve spiritüalist etik anlayışına göre, kişinin bu yeteneğini asla yanlış yollarda veya çıkar amacıyla kullanmaması gerekir.

Metapsişik  insanın olağan ruhsal fenomenlerini aşan, henüz yeterince açıklanamayan, insanın birtakım bilinmeyen yetenekleriyle oluşturduğu tüm paranormal olayları konu alan araştırma alanı” olarak tanımlanır.

Mistisizm, insanın mantık ve akıl yürütme yoluyla erişemediği ilahi ve doğaüstü denilen “hakikatler” i derin bir sezgi ile arama yoludur.

Obsedör obsesyon olayında obsede denilen kişiyi etki altına almış olan bedensiz varlığa klasik spiritüalizmde verilen addır. Fakat günümüzde obsedörlere özgü yöntemlerle çevresine saf, iyiniyetli insanları toplayan kimseler için de kullanılmaktadır.

Obsesyon Ruhçulukta, “bir bedensiz ruhun bir bedenliyi (insanı) hükmedecek derecede etkisi altına alması” olarak tanımlanır.

Okültizm, geçmiş çağlarda doğa, evren, tesirler, insan ve evren ilişkileri ve gelecek hakkında gerek medyumik yollarla gerekse aktarılagelen ezoterik tradisyonlar yoluyla edinilmiş derin bilgiler bütünü olarak tanımlanır.

Perispri klasik ruhçuluk anlayışına göre, ruh ve beden bağlantısını sağlayan yarı maddî, akışkan bir bağdır; ruhun normal koşullarda göremediğimiz esîrî bedenidir. Madde-dışı bir varlık olan ruh madde evreninde icraatte bulunabilmek için doğal olarak bir araca gereksinim duyar ki, bu araca perispri adı verilir. Bu, ruhun bir bakıma mantosu, örtüsü ve dışa ait, maddi uygulama aracıdır. Fiziksel beden, perispri kalıbı üzerine kuruludur; insan bedeninin ruhtan beslenmesini sağlayan ve insan bedenini ayakta tutan perispridir. Ölümden sonra yok olmaz, ruha bağlı kalmaya devam eder. Perispriyi teozoflar astral, mantal, kozal bedenler şeklinde kısımlara ayırırlar.

Psişik yetenek  Metapsişik‘in ve Parapsikoloji’nin araştırma alanında bulunan, insanın paranormal (normal dışı, normal ötesi) denilen, bilinen fizikokimyasal yasalarla açıklanamayan psişik fenomenlerde söz konusu olan yeteneklerini ifade etmek üzere kullanılan bir terimdir. Paranormal yetenek terimiyle eşanlamlıdır.

Parapsikologlar bu yetenekleri ESP (Duyular-dışı algılama) ve PK (Psikokinezi) paranormal yetenekleri adı altında, Metapsişikçiler ise zihinsel medyumluk ve fiziksel medyumluk yetenekleri adı altında iki grupta ele alırlar.

Psişik yeteneklerden başlıcaları Metapsişikteki adlarıyla şunlardır: Durugörü, duruişiti, telekinezi, psikometri, telepatlık, düşünce okuma, prekognisyon (prekognititif duyarlık), postkognisyon (postkognitif duyarlık), kriptoskopi, duyarlığın dışarılaşması, ideoplasti, dermo-optik.

Reankarnasyon  ruh göçü, ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğine inanan spiritüalistlerin bu olaya verdiği addır. Reenkarnasyon kavramı Asya dinlerindeki tenasüh kavramından biraz farklı olmakla birlikte, benzerlik arz eder. Günümüzde ruh göçüne inanan insanların sayısı bir milyarı aşmaktadır

Ruh din  ve felsefede, insan varlığının maddi olmayan tarafı ya da özü olarak tanımlanır ve genellikle bireysellikle (zât) eşanlamlı olarak ele alınır.[Teolojide ruh kişinin ilahîliğe iştirak eden kısmı olarak tanımlanır ve genellikle bedenin ölümünden sonra kişinin varlığını sürdüren kısmı olarak ele alınır.

Serbest şuur ruhçu terminolojide kullanılan bir terim olup, ruhun bedensel bağların etkisinde olmayan, teşevvüşten uzak, özgür, önceki reenkarnasyonlarını bilen, tekamül yolunu seçebilecek, hakiki bilgilere sahip şuuru olarak tanımlanır.

Ruhçu anlayışa göre, serbest şuur haline ulaşabilmek ancak, ölüm (dezenkarnasyon) denilen olayla fiziksel bedenin terk edilmesinden ve teşevvüş denilen halin atlatılmasından sonra mümkün olmakla birlikte, ancak belli bir tekamül düzeyine gelmiş varlıklar bu şuur haline ulaşabilirler. Yani ölüm olayı ile fiziksel bedenini terk eden varlıklardan tekamül düzeyi ileri olmayanları bu şuur haline ulaşamadan tekrar reenkarne olurlar.

Spatyum tam anlamıyla karşılamasa da, çeşitli tradisyonlarda öte-alem olarak ifade edilen ölüm-sonrası ortamın spiritizmdeki ya da deneysel spiritüalizmdeki karşılığı denebilir. Ruhçu anlayışa göre ruhlar madde-dışı varlık olduklarından spatyumda ‘perispri’leri ile bulunurlar. Bu bakımdan spiritüalistler spatyumu ruhlar alemi olarak değil, ölüm-ötesi alem olarak nitelendirirler. İslam dininde, ölümden sonraki – ara boyut – ‘berzah alemi’ olarak da nitelendirilebilir.

Spiritüalizm  (Ruhçuluk) Ruhun maddeden ayrı bir cevher olarak varlığını kabul eden bütün mehzep, öğreti, akım, yol ve inanç sistemlerini kapsayan genel ad’dır. Fakat farklı kullanımları sonucu anlamı çeşitli esnemelere de uğramıştır. Mesela kimileri için spiritüalizm, “insanın kendisini tanıma yolu”dur ve bu yolda maddi-manevi bir farklılaşma söz konusu değildir.

Spiriüel Ego Manevi yükselme, ruhsal aydınlanma ve farkındalık arttırma çalışmalarına baş koyan bir çok kişinin yakalandığı tuzak.
Edinilen spiritüel bilgileri hayata geçiremeden hafızalarında tutan kişiler kullanmadıkları bu bilgileri egolarına kaptırmaya başlarlar. Bir süre sonra da kendilerini diğer insanlardan üstün, seçilmiş, bilen, gören kişiler olarak görüp “bütün”den olma haline ters hareket ederek, böbürlenmenin esaretine düşerler.

Tekamül Tekamül sözcük anlamıyla gelişme, olgunlaşma, evrim anlamına gelmekte olup, farklı alanlarda farklı ve özelleşmiş anlamlarda kullanılan bir terimdir. Maneviyatı ilgilendiren alanlarda biyolojik evrim ya da maddi evrim anlamında kullanılmaz. Deneysel spiritüalizmin temel ilkelerinden biri olan tekamül ya da ruhsal tekamül, bu alanda ruhsal gelişim anlamında kullanılmaktadır. Kısaca ruhların madde evrenindeki görgü ve deneyimini arttırması olarak tanımlanır. Spiritüalist görüşe göre reenkarnasyonlar sırasındaki deneyimler sonucunda edinilen tekamül sürecinde zaman zaman duraklamalar olabilse de gerilemek söz konusu olamaz.

Teleportasyon Işınlanma veya teleportasyon, kişinin bedeninin veya bir eşyanın bulunduğu mekânda yok edilip, bir anda başka bir mekânda ortaya çıkarılabileceği düşüncesine verilen addır.

Teozofi terimi Grekçe’de “tanrı” anlamına gelen “theos” sözcüğü ile “bilgi,bilgelik” anlamına gelen “sophos” (sofia) sözcüğü birleştirilerek türetilmiştir.

Tinsel Kelime anlamı olarak ruh kelimesine karşılık gelse de, felsefi bir terim olarak tin, ruhtan ayrı bir kavramdır. Ruh, organik ve duyusal yaşamın ilkesidir (hayvanların da ruhundan söz edilir). Tin ise yalnız insana özgü düşünme yetisidir.

Trans   hipnoz veya herhangi bir medyum aracılığıyla girilen, vücudun haricî uyarıcılara kapalı olduğu yarı uyanık durum.[1]

Trans, parapsikoloji sözlüklerinde “iradi hareketlerin yokluğuyla ve düşüncenin otomatizma durumuna geçmesiyle nitelenen psikolojik ayrışma hali” veya “paranormal bir fenomenin belirdiği, değişik derinlik derecelerindeki bilinçsizlik hali” olarak tanımlanır. Bununla birlikte, şaman transında ve psikolojik ayrışma yöntemiyle edinilen transta görüldüğü gibi, bilincin kaybolmadığı trans halleri de vardır. Ruhçuluğa göre ruh ve beden ilişkisinin, dolayısıyla perispri ve beden ilişkisinin gevşemesiyle oluşan özel bir bilinç halidir. Metapsişikçiler sezgisel medyumluk yoluyla bilgi alınmasını sağladığından transı insanlığın manevi alandaki en önemli bilgi alma kaynağı olarak görürler.

Teşevvüş, bir realiteden diğerine geçilirken içine düşülen bocalama veya karışıklık hali olarak tanımlanır.Teşevvüş terimi neo-spiritüalizm’de iki durumu belirtmek üzere kullanılır:

1- Bedenin terk edilmesiyle yaşanılan teşevvüş: Bu, kısaca, ölüm denilen olayla spatyum’a göçmüş varlığın spatyuma derhal uyum gösterememesi sonucunda yaşadığı teşevvüştür. Varlığın spatyumda olduğunu idrak edememesine, dünyevi alışkanlıklarını bırakamamış olmasına, hala dünyevi realitesine ait imaj ve sembollerin anı ve izleriyle hareket etmesine bağlı olarak içine düştüğü bocalama ve şaşkınlık hali olarak açıklanır.

2- İnsanın realite değiştirmesi sırasında yaşadığı teşevvüş: Ruhsal gelişimin sıçramalar tarzında olmayıp, tedriç ilkesine uygun olarak yavaş yavaş, derece derece gerçekleşmesinden dolayı her insan yeni realitesine birdenbire ve tümüyle uyum gösteremez, bir geçiş dönemi yaşar. Teşevvüş adı verilen bu geçiş dönemindeki insan ne yeni realitesine birdenbire ve tam anlamıyla uyum gösterebilir, ne de eski realitesini birdenbire ve tam anlamıyla terk edebilir. Teşevvüş dönemine yeni realitesine uyum göstermeye çalışan insanın uyumsuzluk dönemi de denebilir.

Yaşam Planı , ruhçu terminolojide kullanılan bir terimdir. Spatyum’daki varlığın, reenkarne olmadan önce, geçmiş yaşamlarındaki iradi hareketlerine ve gelişim gereksinmelerine uygun olarak yeni yaşamı için hazırladığı veya hazırlanan, doğacağı zaman, ortam, genel yaşam süresi, sosyal koşullar, yürüyeceği manevi yollar, karşılaşacağı manevi sınavlar vs. ile ilgili planını belirtmek üzere kullanılır. Teozoflar aynı anlamda, “karmik plan” terimini kullanırlar

Yüksek Benlik , en kısa tanımıyla tanrısal özümüzdür.Enkarne olurken perdenin diğer tarafında bulunan ruhumuzun en saf ve herşeyi bilen parçamızdır. Dünyaya enkarne olurken tam bir bilinçle neyi deneyimlemek istediğimiz yüksek benliğimiz tarafından belirlenir.Bize en uygun senaryo astral plan dahilinde hazırlanır ve yüksek benliğimizin onayıyla uygulamaya koyulur.Bu verilen akitler, enkarne sürecinde her nekadar unutarak gelsekte iç sesimiz yada altıncı hissimiz veya çaresiz hissettiğimiz durumlardaki dua ve dileklerimizle bize bir şekilde hatırlatılarak bu süreç tamamlanır.

Bu durumda yüksek benliğimizin bizden çok üst boyutta ve sanki bizden ayrı gibi görünmesi, sadece dünyadaki düalite den ve üç boyutlu düşünce sistemimizden kaynaklanır.Oysa gerçekte yüksek benliğimizle her daim içiçe  kuantum bir halde yaşarız.

İnanç sistemleri ve kodları hepimizde farklılık göstersede, aslında bilinç kodlarımızda ve DNA mızda tansısal özümüz mühürlüdür.Ve bizler bir şekilde bunu hissederiz.Bu tanrısal yanımızı harekete geçirecek pek çok yol deneyimleriz.Bu yol gerçekte yukarı yada başka yere değil tamda içimize özümüze giden yolculuktur.Ve bizler harika deneyimlerimizle an be an seçimlerimizi yaşar ve yaratım sürecinin içinde oluruz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir