Deri insan vücudunun en ilginç, en kusursuz organlarından biridir. Gerçekten beden ve zihnin bütün işlevleriyle doğrudan ilişkili tek organdır.
İki metrekareden fazla olan bu örtü tüm vücudumuzu kaplar ve gerçek bir yayılmış beyni temsil eder. Bütün yüzeyine olağanüstü bir şekilde yayılmış bir sinir ağıyla kaplı ve beynimizle doğrudan bağlantılı mükemmel bir bilgi sistemini temsil eder.
Derinin birinci rolü korumadır. Dış dünyayla olan engeli simgeler. Mikrop ve maddi (sıcaklık, darbeler, kirlilik vb.) saldırılardan bizi korur ve bu en çok bilinen görevidir.
Derimiz solunum sistemi ile ilişkilidir. Deri solunumunu sağlayarak akciğerleri hava enerjisini özümleme rolüne hazırlar. Bununla birlikte sadece basit gaz alışverişinden daha ileri gider, çünkü güneş ışınını alır ve metabolizmasındaki etkisiyle D vitaminine dönüştürür. 700.000’den fazla sinir alıcısı sayesinde, fizik (dokunmak), insan (duygusal, üst deri reaksiyonları vb.) ya da ısı (sıcaklık) açısından olsun çevreyi hissetmemize izin verir.
Deri, vücudun bütün boşaltım sistemine göz ardı edilemeyecek bir yardım görevi üstlenir. Böbrekler, idrar torbası, ama aynı zamanda kalın bağırsak ve akciğer yorgun ya da tıkanmış olduğunda, görevi devralan deridir ve özellikle terleme, ama kokular, cilt hastalıkları vb. yoluyla da organizmanın başka türlü dışa atamadığı toksinleri atmaya yardımcı olur.
Nihayet derinin ve diğerlerinin yanında “kas derisi”, yani “fasyalar” adı verilen derinin, deneyimlerimizi ve duygularımızı “belleğe kaydettiğini” bilmek de önemlidir. Bu, Enerjilerin Taoist Uygulaması’nda olduğu gibi, dokunmanın ve bazı masaj tekniklerinin özellikle bedensel düzeydeki bütün belirtilerinin neden o kadar şaşırtıcı sonuçlar verdiğini anlamamızı sağlayacaktır.
Deri, vücudun iyileşme yeteneğinin en belirgin organıdır. Derin nedeni henüz açıklanamamış bu şaşırtıcı mucize, gücüyle olduğu kadar etkililiğiyle de “organizma”nın kendi kendini onarmasına, kendini yenilemesine izin verir. Bütün bunlar, kansere dönüşme olaylarıyla belli bir ilişkisi olan bir süreçten geçer ve zor psikolojik bağlamlarda gerçekleşmiş bazı travmaların iyileşmelerinin, bazen yeni travma geçirmiş bölgenin kansere dönüşmesine yol açtığını anlamamızı sağlar.
Derinin toplumsal rolü de çok önemlidir. Bizi çevreleyen dünyayla ilişkimizin türüne ve biçimine doğrudan katılır. Ayrıca, toplumlar ve kültürler “mikroptan arınmış” hale geldikçe ve dokunmak yasak bir şey oldukça, sadece akıl ve görünüme öncelik vermek üzere onlar da yaşamdan uzaklaşırlar. Konuşan birinin sözünü utanmadan kesebiliyoruz, ama maalesef eğer masanın üstünden bir şey almak için ona yanlışlıkla dokunduğumuz ya da hafifçe değdiğimizde, sanki bu
kazara dokunuş onun sözünü kesmekten daha münasebetsiz bir hareketmiş gibi özür dilediğimizi saptamak çok ilginçtir.
Deri hastalıkları Deri sorunları dış dünyayla ilgili yaşanmış güçlüklerimizin işaretidir. Egzama, sedef, pitriyazis (gül hastalığı), mikoz (mantar hastalığı), vitiligo (deride renk kaybına bağlı beyaz yama tarzı lekeler), sivilceler, dıştan hissettiğimiz gerçek ya da gerçek olmayan şiddet karşısında tepkimizin çeşitli belirtileridir. Bu dünyayla ilişki güçlüğünü “doğrulamamızı” sağlarlar ve aynı zamanda hissedilen gerilimin algılanmasına yardımcı olurlar. Bu hastalıklar her zaman çok belirgin yerlerde yayıldıkları için çok dikkat çekicidir.
Dış dünyadan kaynaklanan şiddeti ve hatta haksızlığı çok güçlü bir biçimde hissedildiğinde göğüste, solar pleksus (ham duygular, saldırılar, korkular vb.) ile kalp pleksusu (işlenmiş duygular, başkasını ve kendini sevme, başkalarını düşünme vb.) arasında özellikle hançer kemiğinin üzerinde sorunlar yaşanabilir. Kendi içinde barışı sağlamadıkça derideki döküntü geçmez. BU durumda bağırsakların temizlenmesini sağlayarak onların çabucak yok olmasında bana yardımcı olunabilir. Çünkü kuşkusuz olayı “bırakmak”ta, dışa atmakta (kalınbağırsak) ama aynı zamanda sindirmekte de (incebağırsak) güçlük çekilmektedir.
Sedef hastalığı da çoğunlukla eklem yerlerinde, dirsek ve dizlerde belirme özelliği olan kırmızı tabakalar şeklinde seyreden derinin pul pul olmasıdır. Yaşanmış gerilimin, katlanma, olup biteni kabul etme güçlüğüne bağlı olduğunu görürüz.
Deri, birinci alışveriş organı olduğu için dış dünyada ilişki içinde olduklarımızın tatmin edici olmadıkları izlenimi verir. Gizli duygusal anıların belirlenmesi, açığa çıkması ve enerjiler üzerine birkaç seans çalışmadan yarar sağlanır.
(bana hastalığını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim alıntı)
Uyarı: Tüm bilgiler bilgilendirme amaçlı olup tıbbi tedavi yerine geçmez.