Boğaz ve hastalıkları
Boğaz, vücudun yemek borusu (maddi besinler) ve soluk borusu (hava) olmak üzere iki besin “kanalının” geçtiği bölümdür. Ses tellerinin ve bademciklerin de bulunduğu yerdir. Boğazın ön kısmında, gırtlak boşluğunda, çok önemli bir bez olan tiroit bulunur.
Boğaz her şeyden önce yutulan ya da daha çok, yutulan şeyin böylece içimize girmesini sağlayan yerdir. Çok gelişmiş bir refleks sistemi sayesinde, kah besin tipini ve havayı seçmemize ve mide ya da akciğer olmak üzere mükemmel rezervuara doğru yönelmesine izin verir.
Boğulur gibi olduğumuzda ya da hava yuttuğumuzda, bu yönlendirme iyi çalışmaz Ses telleriyle birlikte boğaz, sözlü anlatımın vektörü ve desteğidir. Söz, sözcükler ya da çığlıklar ona bağlıdır. Son olarak girişleri ve çıkışları süzen ve seçen kapı, ya da daha çok gümrüktür.
Tiroit’e gelince, büyüme dengesinin ve bütün insan metabolizmasının, aynı şekilde fizik bedenimizin (büyüme, ağırlık) bağlı olduğu çok önemli bezdir. Enerji bakımından boğaz, “boğaz” adı verilen Çakranın merkezidir. Bu enerji merkezi, kişiliğin, dış dünyayla ilgili konumlanma tarzının ifadesidir. Ne olduğumuzu kabul etme ve ifade etme, bizi zenginleştirebilecek, besleyebilecek, büyümemizi sağlayabilecek olan şeyi alma yeteneğimizi temsil eder. Potansiyel yaratıcılık ifademizin merkezidir.
Boğaz rahatsızlıkları,
“Boğazıma ne takıldı?” sorusunun ya da “Yutamadığım nedir” kabullenmesinin rahatsızlıklarıdır.
Ses kısılması, anjin, boğazına kaçma, hava yutma, genellikle bu ifadenin kötü sonuçlarından korkma nedeniyle, düşündüğümüzü ya da hissettiğimizi ifade etme güçlüğünün işaretleridir. O zaman olayları “gümrükte” bekletmeyi tercih ederiz.
Bu rahatsızlıklar, kendini, ne olduğunu, niteliklerini ya da “Gerçekleştirmeyi, söylemeyi başaramadığım şey ne?” şeklindeki zayıflıkları ifade edememe belirtileridir.
Örneğin; hipertiroidi (Yang) ya da hipotiroidi (Yin) çoğunlukla istenilen bir şeyi söyleyememenin ya da yapamamanın işaretleridir. Hiç kimse bizi anlayamaz, inandığımız şeyi “kabul” ettirme yollarına sahip değiliz, söylemek istediğimizin öteki tarafından reddedilmesinden, ortaya çıkabilecek güç ya da şiddetten korkarız.
Bu ifadesizliğin arka planında bizi durduran, ifadeye engel olan her zaman bir risk, bir tehlike kavramı vardır.
Yin ( Hipotiroidi) şekli kendini ifade edememe karşısında bir vazgeçişi gösterdiği halde,
Yang (Hipertroidi )şekli her şeye rağmen bir öç isteğini belirtir.
(Uyarı : Tıbbi tedavi yerine geçmez.)