• Uyluk, uyluk kemiği
Uyluk, kalça ve diz arasında bulunur. Bu iki eklemin temsil ettiği şeyi daha önce ayrıntılarıyla gördük. Burada sadece kalça ve basenin ilişkinin bilinçaltı temsili olduğunu hatırlayalım.
Dünya ve varlıklarla (bizimle) ilişkisinde bilinçaltımızın yeniden ortaya çıkma noktası “Bütünleşme Kapısı” olarak nitelediğim “Bilinç dışı kapısı”nı temsil ederler.
Diz ise, “kabullenme bariyeri, kapısı”dır. Uyluk kemiği çevresindeki uyluk, ikisi arasında olan ve onları birbirine bağlayan şeyi gösterir. Anıların, korkuların ya da isteklerin Bilinç dışından bilince doğru geçiş evresinin yansıması söz konusu olabilir. O zaman Yoğunlaşma sürecinde, onların bilinçli kabullenişlerden önceki andayız. Ama bu, Bilinçten Bilinçdışına doğru geçiş de olabilir. Bu durumda açığa çıkma sürecinde, bilinçli kabullenişlerini izleyen, ama bilinç dışı kabullenmelerinden önce gelen andayız.
Uyluk ve uyluk kemiği rahatsızlıkları
Yüzeye çıkan anı çok güçlü olduğunda ya da kişisel inanç yapısını (kemik) ya da kişinin hayat seçimlerini altüst ettiğinde, bir kişinin kabul etmek istemediği ve yüzeye çıkan bilinçaltı ve derin anıları ya da yaraları, gerilimler (ağrılı yerler, kramp, bölgesel siyatik vb.) hatta bir uyluk kemiği kırığı aracılığıyla uylukta belirecektir.
Tam tersi durumunda, kişinin kendi Bilincinde, zihninde,kabullendiği ama aslında kendi içinde kabul edemediği ya da kabul etmeye hazır olmadığı geçmiş yaşantılar ve deneyimler söz konusu olabilir. Kişinin kendine göre önemli saydığı (örneğin terfi, iş, ev, ülke) ve zihninde anlayıp kabul ettiği bir şeye boyun eğmek zorunda kalan birinin durumu olabilir bu. Bununla birlikte kendisinin en derininde, onu kabul etmez. Olayları anlamasını sağlayan bütün mantıksal nedenlere rağmen, onları bütünleştirmeyi reddeder. Ağrı ya da travma uyluk kemiğinde olursa bu, gerilimin derin yapıyla, kişinin bilinçaltı inançlarıyla ve değerleriyle ilişkili olduğu anlamına gelir. Buna karşılık eğer bu uylukta, kaslarda olursa, daha “önemsiz ” bir belirti karşısındayız demektir, çünkü yapıya fazla yerleşmemiştir. Eğer gerilim, ağrı ya da kırık sağ uylukta bulunursa, Yin, anne simgesi ve onun bütün temsilleriyle ilgili bir şey söz konusu olacaktır.
Örneğin ekonomik sorunlar yüzünden mutlaka evini satması gereken bir arkadaşın durumu aklımdan geçiyor. Bunun zorunlu, hatta kaçınılmaz olduğunu biliyordu. Bu zorunluluk kendi kafasında netti ve bu konudan söz ettiğimizde rahatça konuşuyor, bunun bütün nedenlerini zihinsel olarak kabul ediyordu. Tek sorun, yıllardan beri bu evin bir köşesinde annesini barındırmasıydı; evi satacağını ve onun gitmesi gerekeceğini söyleme fikrini kabul etmek bile onun için. kesinlikle aklından geçiremeyeceği bir durumdu. Ruhsal durumuna ve içsel kabulleniş derecesine göre sağ kaba eti, sağ kalçası ve sağ dizi arasında gezinen bazen şiddetli, tekrarlanan ağrılar yoluyla gerilimini atıyordu. Eğer buna karşılık, gerilim, ağrı ya da kırık sol uylukta gelişirse, bunlar Yang, baba simgesi ve onun bütün temsilleriyle ilgili olacaktır. Pascal için durum böyleydi. On altı aylıkken, sol uyluk kemiği kırılmıştı. O dönemin koşulları anılarında yeterince net olmadığından, o yaşta çok ender görülen bu kırığın arkasındaki şeyi belirlemek zordur. Yıllar sonra babasını bir trafik kazasında kaybetti. Bunun üzerine olayları “kabullenmeyi” reddetti ve sol gözünde ciddi bir sorun ortaya çıktı. incelemelerden hiçbir hastalık belirtisi ya da zedelenme çıkmayınca, doktorlar tarafından “ne olduğunu anlamak” için ameliyat edilmesine karar verildiğinde neredeyse bir gün içinde bu sorun yok oldu. Bütün baba simgesiyle ilişkisi, yani hiyerarşi, otorite ve bir erkek olarak kendi konumu, bu ölümden farkında olmadan etkilenmişti. Birkaç yıl sonra, bir erkek olarak hayatında duygusal bir güçlük yaşadığı sırada ve tek başınayken geçirdiği bir trafik kazasında sol uyluk kemiği yeniden kırılmıştı. Bu kaza, ailesini, kendisinin ne ifade edebildiği, ne de kabullenebildiği “üzüntü”sünün altında yatan şeyin ne olduğunu bulmaya itti. Ortaya çıkan duygusal anı, “kabullenilmeyecek kadar güçlüydü, uyluk kemiği kırığı bundan ileri geliyordu. Günü gününe yaşadığı için, içinde çoktan başlayan intihar programına adeta itaat edercesine hayatı kendi akışına bırakıyordu. Yolun sonuna geldiğinde, bu dinamiği durdurmak ve yeniden toparlanabilmek amacıyla bir dinlenme merkezine gitmeyi sonunda kabul etti. O günden sonra hayatında her şey değişti. Gerçekten, hayatının kadını olacak ve ona erkek imajını yeniden kazandıracak kişiyle karşılaştı.
• Baldır, kaval kemiği ve kamış kemiği
Diz ve ayak bileği arasında bulunurlar. Dizin Kabullenme kapısını temsil ettiğini gördük. Ayak bileği ise, Karar kapısı, diğer bir deyişle kazanılmış konumların ve gerçeğin dünyasına geçiş noktasıdır. Anılarımızın içinden (Bilinçdışı) gelen yeni bir fikrimiz olduğunda ve biz bunu kabul ettiğimizde (diz), onu dünyayla ilişkimizin bilinçli kavramlarıyla, hayat ölçütlerimizle ya da hayat idealimizle bütünleştirmemiz gerekir. Bu bütünleşme zor olduğunda, baldırlarımızda gerginlikler, acılar, kramplar ya da kaval kemiğinde ve/veya kamış kemiğinde bir kırık olacaktır.
Seçtiğimiz (Yoğunlaşma ya da Açığa çıkma) enerjilerin akış yönüne göre vücudun ayaktan önce gelen ya da sonra gelen bölü mündeyiz. Bu, anıların, korkuların, isteklerin ya da geçmiş yaşantıların bilinç dışından bilince doğru (diz yönünden ayağa dogru) geçiş evresi olabilir. O halde Yoğunlaşma sürecinde, bilinçli kabullenmeden sonra ve gerçekle (ayak bileği, ayak) bütünleşmelerinden önce gelen andayız. Ama bilinçten bilinç dışına (ayak yönünden dize doğru) geçiş de olabilir. Bu durumda, açığa çıkma sürecinde, bilinç dışı kabullenmelerinden önce ve gerçek hayatta kabullenmelerinden sonra gelen andayız. Baldır, kava/kemiği ve kamış kemiği rahatsızlıkları Bu rahatsızlıklar, yaşantımızın bazen dış hayat ölçütlerimizin içine katabileceği değişiklikleri kabul etmekte güçlük çektiğimizden söz ederler. Dünyayla ilişkimizin alışılagelmiş bakış açısı üzerinde konum ya da düşünce değiştirme sıkıntımız, bacağın bu bölgesinde kırığa kadar varabilecek bir ağrı aracılığıyla kendini gösterebilir.
Gerilim aşırı olduğunda ve sadece dıştan zorlanan burkulmayı kabul edebilen konumlarımız yere fazlasıyla bağlanıp yerleştiğinde kırık meydana gelir. O zaman kaval kemiği ya da kamış kemiği, hatta ikisi birden “pes eder”. Fakat basit bir baldır “sertliği, hareket etmekte, ayak bileğine ve ayağa hareket etme görevini, hayatta destek noktası değiştirme imkanı vermekte güçlük çektiğimiz anlamına gelir.
Örneğin, bacağın bu bölümünde ortaya çıkan siyatik, bize bu güçlüğü ifade eder. Bu noktada bütün temel anlamıyla, elbette bir siyatik söz konusudur ama ayrıca belirtinin baldırda olması anlama daha da kesinlik katar.
Eğer gerginlik sol baldırda ortaya çıkarsa, Yang (baba) dinamiğiyle ilişkilidir.
(Uyarı: alıntıdır ve tıbbi tedavi yerine geçmez )